Hem anne hem de baba tarafından soyu Peygamber Efendimiz (sav)’in nûr nesline dayanan Hacı Hasan Efendi’yi (ks) muhterem Ali Ramazan Dinç Efendi anlattı.
Ali Ramazan Dinç Efendi, “İnsan harâbede gezerken pırlanta ve değeri ölçülmeyen bir mâden bulur ya, aynen bunun gibi bu süflî âlemde bir mürşid-i kâmildi. Kara toprağa atılan siyah tohumdan çıkan bir gül misâliydi. Toprağı güzel olan memleketin ürünü de güzel olduğu gibi, Aleyhissalât ü Vesselâm Efendimizin neslinden gelen velîlerin evlâdıydı O (ks). Nüvesini Edeb-i Nebevî ile ıslahlaştıran, bakımını zamânın Kutbu’l Aktâbı’nın üstlendiği bir cevherdi O (ks).” ifadelerini kullandı.
Allâhımızın (cc) Kitâbı ve Rasûlü’nün sünnetine riâyet etmeyi Hacı Hasan Efendi raylarla haber veriyordu. “Tren yolunda rayın birisi Kur’ân-ı Azîmü’ş-şân bir diğeri Sünnet” diyordu. Bu tren rayına konacağız, lokomotife de bağlanacağız.
“Hacı Hasan Efendi’nin evi bir üniversite, sofrası mîdenin yanında, kalbin ve dimâğın doyuma ulaştığı bir medreseydi.” diyen Ali Ramazan Dinç Efendi, “Hızır (as) nereye oturursa, ora yeşerirdi. Bu sebeble Hızır ismi verilmiştir, yeşillik anlamına. Hacı Hasan Efendi nerede bulunsa orayı ihyâ ederdi. Not defterini cebinden çıkarmaya gerek kalmaz, gönül defterinden neler anlatırdı neler. Hacı Hasan Efendi’deki bir özellik, sanki ruhları karşısına alır, ona göre hitâb ederdi. Biiznihi Teālâ herkes derdine göre ihtiyâcını alır giderdi. Şâhid olduğum hususlardan biri, hikâye gibi anlattığı konular, mûteber eserlerde görülürdü. Satırdan değil, sadırdan konuşuyordu. Dilden çıkan kulağa, gönülden çıkan gönle girer” dedi.
Ali Ramazan Dinç Efendi, “Hacı Hasan Efendi’nin (ks) asıl seçkinliği, güzel ahlâkı, muamelesindeki düzgünlük, insanlığa istikāmet tâyin etmesidir.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Kayseri Dini Yüksek İhtisas Merkezi hocalarından Hafız Yakup Aktaş, “Hacı Hasan Efendi (ks) Hazretleri ilme ve ilim ehline çok önem verirdi.” dedi. “Rabbimiz (cc) hepimizi dünyâya O’nu bulalım diye gönderdi” diyen Aktaş hocaefendi, “Allahu Teâlâ’yı bulmanın yolu peygamberleri bulmaktan geçti. Peygamberleri bulmanın yolu da dostlarını velîleri bulmaktan geçer” ifadelerini kullandı.
Evliyâullâh’ın en önemli vasıflarından bahseden Hafız Yakup Aktaş, “Kâmil îmân, huşû ile namaz, ilim, Allahu Teâlâ’dan gâfil olmama hâli zikir, bütün âmellerde ihlâs, ahlâk-ı Muhammedî ve bir de insanların irşâdı ve ıslâhı için emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i münker yapmalarıdır” diyerek konuşmalarını tamamladılar.
Programda hazır bulunan, Abdülkerim Şeyh Şâzelî Hocaefendi, Muhammed Atvan Nakşibendi Hocaefendi, Cemal Efendi (Ebu Halid), Mustafa Tit Hocaefendi (El munşid), Nidal Safi Hocaefendi, Muhammed Marâi Hocaefendi, Abdurahman Muhammed Marâi Hocaefendi ve Muhammed Emin Hocaefendi, “Velîleri Sevmek ve Yollarından Gitmek”le alâkalı sohbet ettiler.
Medya ve Din alanında çalışmalar yürüten Dr. Mahmut Kutlu, “Ehlullâh ile yapay zekâ teknolojisi, nanoteknoloji, kodlama, ne dersek diyelim hepsinin alâkası vardır. Yapay zeka diyoruz ya hepsi evliyâullâh’ın gönlünün içinde, çünkü âlemler o gönlün içinde” dedi.
“Şimdi Evliyâullâh’a bakalım: Câfer-i Sâdık (ra) akıl ilimleri ile dînî ilimleri birleştiren sâdât-ı kiram efendimiz. Aklı ile maddeyi tasarrufu altına alma özelliğine sâhipti. Buna şimdi günümüzde telepati ve telekinezi deniyor. İslâm’ın kalplerin keşfiyle meşgûl olduğu kadar akılla maddenin sırlarının keşfini emrettiğini gösterdi. Zülcenâheyn diyoruz ya, ilimde de deryâ üstadlarımız.”
“Es’ad Erbilî Efendimiz’e akıllı Es’ad deniyor, çocukluk yaşlarında bile yaşadığı hiçbir şeyi unutmuyor, muazzam bir hâfızaya sâhip, tertemiz, yıpranmamış, istihâre yapıyor ve Tâha’l-Harîrî Hazretlerini buluyor. Hacı Hasan Efendi Üstâdımız “Annemden emdiğim sütün tadını bile târif edebilirim” derken biz daha hangi teknolojiyi arayacağız?” ifadelerini kullandı Dr. Kutlu.
Hacı Hasan Efendi’nin (ks) şiirlerini analiz ettiğimizde gelinen her teknolojinin izlerini görüyoruz, diyen Mahmut Kutlu, Hacı Hasan Efendi’nin şiirlerinden örnekler verdi.
Bundan sonra nefy ü isbat,
Gelir tevhîd gider zulmet,
Lâkin çok istermiş gayret,
Fikren buna devam lâzım
Dikkat edelim buraya, yapılan araştırmalar sonucunda El-masri şunları kaydetti: Nefesi bir müddet tutmak yaşam gücümüzü en iyi şekilde kullanmamızı sağlıyor. Nefesi tutarken beynin elektrik uyarısı durgunluktan akış durumuna geçiyor.
Beşini bir eyle burda,
Dâimâ kalbinden kur da,
Çok durdukça şifâ derde,
Temel muhkem olmak lâzım
“Beş letâif şimdi çakra dedikleri açılım, huzur bulma, dinginliğe erişme, ama bunların aslı letâiftir, buna terapi deniyor, Hacı Hasan Efendi (ks) bunları söylemiş zâten.” diyerek konuşmalarını tamamladılar.
Program Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ve duâlarla son buldu.