Türkiye’den NAVTEX ilanı… Yunan basını nasıl gördü

Türkiye’ye ait Antalya İstasyonu’ndan 17 Temmuz Çarşamba günü yayınlanan bir denizcilik duyurusu ile Doğu Akdeniz’de çok geniş bir saha, diğer gemilerin geçişlerine kapatıldı. 0664/24 numaralı bildiride, 18 Temmuz ile 5 Ağustos tarihleri arasında koordinatları belirtilen sahada Akdeniz Araştırma-1 adlı geminin bilimsel çalışmalar yürüteceği belirtildi. Türkiye’nin bu hamlesi, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıldönümü için görkemli kutlamaların hazırlandığı bir dönemde geldi.

‘YUNAN KITA SAHANLIĞIYMIŞ’

Türkiye’nin NAVTEX duyurusu, Yunan basınının da dikkatinden kaçmadı. Türkiye’nin çalışma yapacağı sahanın Yunan deniz yetki alanı içinde kaldığını iddia eden Yunan basını, bölgedeki yetkili istasyonun da Antalya değil Yunanistan’a ait Iraklio olduğunu ileri sürdü.

Protethema gazetesi, “NAVTEX ile Meis’in Güneyinde Türk Oyunları” başlıklı haberinde, şu ifadeleri kullandı:

“Yunanistan’ın sorumluluğunda olan Meis’in güney, batı ve güneydoğusundaki geniş bir alanda, Türk gemisinin bilimsel araştırma yapması için NAVTEX yayınlandı. Bu alan Yunanistan’ın potansiyel kıta sahanlığı içindedir ve NAVTEX yayımlama sorumluluğu da Iraklion İstasyonu’na aittir. Türkiye’nin bu hamlesi, Doğu Akdeniz’de ‘Mavi Vatan’ teorisi ile iddia ettiği alanda, Yunan kıta sahanlığı ile Yunan NAVTEX sorumluluk alanına itiraz etme girişimi olarak yorumlanmaktadır.”

TÜRK MEB’İNE İTİRAZ

Aydınlık gazetesinden Tevfik Kadan haberine göre, Türkiye’nin ‘Mavi Vatan’ doktrini kapsamında Yunan egemenlik haklarını zayıflatmak amacıyla sistematik olarak Yunanistan’ın sorumluluk alanlarına itiraz ettiğini ileri süren gazete, “Birkaç gün önce de Türkiye, iletişim kablosu döşeyen İtalyan gemisi TELIRI’nin çalışmaları nedeniyle bir kez daha Yunanistan’ın NAVTEX sorumluluk alanını sorgulamıştı. İtalyan şirket ise sorunlardan kaçmak amacıyla, Türkiye’yi ilgilendirmemesine rağmen, Yunanistan ve Kıbrıs’ın yanında Türkiye’ye de bildirimde bulunmuştu.” bilgisini paylaştı.

Haberde, Türkiye’nin bölgede yayınladığı denizcilik duyurularının yasadışı olduğu, müstakbel Türk Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlarının da “tek taraflı” ve “keyfi” olarak belirlendiği iddia edildi. Yunan gazeteye göre Meis Adası’nın güneyindeki deniz yetki alanları, Türkiye’nin değil Yunanistan’ın kıta sahanlığı!

AKIL DIŞI İDDİA VE GERÇEKLER

Meis Adası, Kaş’ın 2 kilometre uzağında bulunan, 9 kilometrekarelik bir ada. Nüfusu 1951 nüfus sayımında 800 kişiyken, 1981 sayımında 222 kişiye düşmüş, Atina’nın iskân politikasının ardından 2011 nüfus sayımında 490 kişiye yükselmiş. Ekilebilir arazisi ve suyu olmadığı için eskiden Harmansız Ada olarak anılırmış. Tarihi açıdan da buradaki halkın geçimini balıkçılık, gemicilik ve süngercilikle sağladığı, ticaretin ise Anadolu ile yapıldığı görülüyor. Dolayısıyla Meis’in ekonomik yaşam bağlamında Anadolu’ya ve çevreye bağlı bir yapısı bulunuyor.

Bu nokta önemli çünkü Yunanistan, iskân politikası ile bu adanın kendisine ait bir kıta sahanlığı olabileceğini değerlendiriyor. Ancak Meis’in dışarıdan kaynak tedariki olmaksızın, ekonomik anlamda tek başına ayakta kalma ihtimali bulunmuyor ve bunun, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 121/3. maddesi bağlamında da hukuki sonuçları bulunuyor.

Diğer yandan Meis, en yakın Yunan adası olan Rodos’a 72 mil uzaklıkta iken, Anadolu sahillerine yalnızca 1 mil uzaklıkta yer alıyor. Uluslararası Adalet Divanı’nın daha önce 17 kez verdiği kararlara göre, ters tarafta kalan adaların kıta sahanlığı, yalnızca karasuyu ile sınırlı olabilir. Ancak Atina, bunu çok iyi bilmesine rağmen Meis’e 40 bin kilometrekarelik Münhasır Ekonomik Bölge tanımlayarak Türkiye’nin deniz yetki alanlarını çalmaya çalışıyor.

Meis’in yakınlarında bulunan, egemenliği tartışmalı birer müstakil ada olan ve Anadolu’nun doğal uzantısı konumundaki Karaada ve Fener Adası’nı da kendilerine ait gösteren Yunanistan, akıl dışı bir çaba içerisine giriyor. O çabanın nihai hedefi ise Yunan MEB’i ile Güney Kıbrıs MEB’ini birleştirerek Türkiye’yi tamamıyla Antalya Körfezi’ne hapsetmek. İşte son Türk NAVTEX’i, Sevilla Haritası’nda gösterilen bu planı bir kez daha tarihin çöp sepetine atıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir