Kamu Başdenetçisi Malkoç: Diyanet İşleri Başkanı’nı arayıp sordum, çok enteresan bir talepti
2010 yılındaki Anayasa değişikliği ile kurulan ve 2013 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) bağlı olarak faaliyete geçen Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), bilinen diğer adıyla Ombudsmanlık’a, 11 yılda ekonomi, maliye ve vergi, kamu personel rejimi ile eğitim-öğretim, gençlik ve spor konularında toplam 236 bin 973 başvuru yapıldı. Alınan kararların uygulanma oranı yüzde 20’den yüzde 80’e ulaşırken, 1 milyon 412 bin 500 kişi ile yüz yüze, mail ve telefon ile görüşüldü ve hukuki konularda destek verildi. Alınan kararların uygulanma oranı yüzde 20’den yüzde 80’e ulaştı. Kamu ile idarenin her türlü eylem, işlem, tutum ve davranışlarını, insan haklarına dayalı, adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden inceleyen, araştıran ve önerilerde bulunan kurum sayesinde, yüz binlerce davanın yargıya intikali de engellenerek, yargının iş yükü hafifletildi.
‘VATANDAŞIN YANINDA DİYANET İŞLERİ BAŞKANIMIZI ARADIM’
Yüz binlerce vatandaşın sorununun mahkemeye intikal etmeden çözüldüğüne, yapılan her başvurunun titizlikle incelendiğine ve kişilerin menfaatleri noktasında hukuksal sürecin yürütüldüğüne dikkat çeken Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, kendilerine ilginç taleplerin de geldiğini belirtti.
DHA muhabirine kuruma gelen ilginç taleplerden örnekler veren Malkoç, “İl dışından bir vatandaşımız gelip, ‘Benim çocuklarım ticaretle ilgilendiler, fakat başaramayıp iflas ettiler. Evimiz icraya verildi, satılıyor. Diyanet İşleri Başkanımızı arayıp durumu anlatsanız da bu cuma Türkiye genelinde bize para toplasalar, biz de bu borcumuzu ödeyebilsek’ dedi. Vatandaşımız il dışından gelmiş. Cep telefonumdan Diyanet İşleri Başkanımızı aradım. Sesini açıp, ‘Başkanım, il dışından bir misafirimiz geldi’ diyerek durumu ona da anlattım. Bana, ‘Bizim böyle bir para toplama usulümüz yok’ dedi. Teşekkür ettik ve bize gelen kişi de memnun oldu. O da ayrıldı. Mesela bu çok enteresan bir talepti” diye konuştu.
‘PRİM BORCU NEDENİYLE ÖDENEN 20 YILLIK EMEKLİ MAAŞI GERİ İSTENMİŞ’
Bir başka vatandaşın ise prim borcu nedeniyle 20 yıllık emekli maaşının geri istendiğini söyleyerek şikayette bulunduğunu belirten Malkoç, “Ordu’dan Mustafa Demirci adlı bir vatandaşımızın 20 yıl sonra emekli maaşı kesilmiş ve aldığı 20 yıllık emekli maaşı geri istenmiş. Nedeni ise ‘2000 yılında emekli oldun. 1973 yılında prim borcun var’ denmiş. Onun da problemini çözmüştük” dedi.
‘ALLAH KİMSEYİ SAVAŞAN ÜLKENİN VATANDAŞI YAPMASIN’
Türkiye’de vatandaşların sorunlarını çözmek için hassas davranılarak Ombdusmanlık sisteminin hayata geçirildiğini ancak dünyanın birçok ülkesinde, insanların haklarını aramaya bile fırsatları olmadan hayatını kaybettiğini ifade eden Şeref Malkoç, Rusya ile Ukrayna savaşından örnek vererek şöyle konuştu:
“Ukrayna’daki Rus savaş esirlerini, esir kamplarında ziyaret ettik. Rusya’nın elinde esir bulunan Ukraynalı askerlerin 800 ailesi ile bir araya geldik. Çabamız sürüyor ve önemli ölçüde de başardık. Bu anlamda temaslarımız sürüyor. Türkiye, bölgesinde ve çevresinde huzuru, barışı ve refahı arzu eden bir ülkedir. Biz de bu doğrultuda çabalarımızı sürüyoruz. Esir takaslarında insan hakları açısından katkımız var ama asıl arzumuz Rusya ve Ukrayna esirlerine gidip, görüp, onlarla ilgili de bir rapor hazırlamak. Allah kimseyi savaşan ülkenin vatandaşı yapmasın. Esir kampına gittik, kiminin kolu kopmuş, kiminin bacağı kopmuş, kimisinin de yüzünde yara var. Perişan haldeler. Tabii biz insan hakları açısından, yemekleri, sağlıklarına bakılıyor mu, yattıkları, kaldıkları yer iyi mi. Bunların incelemesini yaptık. Çok zor ve perişan durumdalar.”
‘İSRAİL, GAZZE İLE İLGİLİ KONUŞMAMIZIN ÇIKARILMASINI İTALYANLARDAN TALEP ETTİ’
Katıldığı bir konferansta Gazze ile ilgili konuşmasının ise İsrail tarafından İtalyanlardan talep edildiğini hatırlatan Malkoç, “Konferansta da insan haklarını, hukukun üstünlüğünü, özellikle hayat hakkı ve diğer hakları gündeme getiriyoruz. Batı’da, Avrupa’da katıldığımız bütün toplantılarda hep Ukrayna’nın Rusya’yı işgal etmesi ve oradaki insan hakları dile getiriliyor. İsrail 1 yıldan beri Gazze’yi işgal etmiş ve insanların evlerini, camilerini, kiliselerini yıktı. Hastanelerini bombaladı. 42 bin ölü var. Bunların yüzde 70’i kadın ile çocuk ve bunu batılı ülke uzmanları dile getirmiyor. Biz, Türkiye Ombudsmanlığı olarak hem Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini dile getiriyoruz. Oradaki insan hakları ihlallerini ve İsrail’in Gazze’de yaptığı kırımı, savaş suçlarının insan hakları ihlallerini dile getiriyor, hem anlatıyoruz hem de görsel koyuyoruz. İtalya’daki toplantıda da İsrail bizim konuşmamızın Gazze ile ilgili bölümünün çıkarılmasını İtalyanlardan talep etmiş. Böyle bir şeyi kimsenin bizden talep etmeye hakkı yok. Hele ki, İsraillilerin böyle bir yüzü de yok. Hem insanları katledeceksin, kadınları, çocukları öldüreceksin, ibadethaneler, hastaneler, ambulansları vuracaksın hem de sıkılmadan, arlanmadan bunu insan hakları toplantısında dile getirmeyelim diyeceksin. Böyle bir şeyi söylemeyi, bize söylemeyi cesaret edemediler” dedi.