Yenidoğanlarda beyin hasarını belirlemeye yönelik testler: Anne ve babalar dikkat!
Yenidoğan bebekler dünyaya geldikten sonra bazı testler yapılır.
Ancak bu testlerin yapılması için doktorun da gerekli görmesi ve buna yönelik karar vermesi gerekiyor.
Eğer bebekte bazı sorunlar olduğu tespit edilirse özellikle bu sorunlar beyinle alakalı olursa mutlaka test yapılmalı.
Yenidoğanlarda beyin hasarını belirlemek için çeşitli testler ve değerlendirme yöntemleri kullanılır. Bunlar arasında şunlar bulunabilir:
Nörolojik Muayene:
Yenidoğanın nörolojik durumu, beynin ve sinir sisteminin fonksiyonlarını değerlendirmek için bir doktor tarafından yapılır. Bu muayene sırasında bebeğin kas tonusu, refleksleri, hareketleri ve tepkileri incelenir.
Beyin Ultrasonografisi (USG):
Ultrasonografi, bebeğin beyninin ve beyin zarlarının incelenmesi için kullanılır. Yenidoğanlarda beyin USG’si genellikle fontanel adı verilen yumuşak bir bölgeden yapılarak beyin yapılarının ve olası hasarların görüntülenmesine yardımcı olur.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG):
MRG, yenidoğanlarda beyin hasarını değerlendirmek için kullanılan daha ayrıntılı bir görüntüleme yöntemidir. MRG, bebeğin beyin dokusunu ve olası hasarları daha detaylı olarak gösterir.
Elektroensefalografi (EEG):
EEG, bebeğin beyin aktivitesini ölçmek için kullanılan bir testtir. Beyin dalgalarını kaydederek epileptik aktivite veya diğer nörolojik sorunları tespit etmeye yardımcı olur.
Laboratuvar Testleri:
Yenidoğanlarda beyin hasarının belirlenmesine yardımcı olabilecek laboratuvar testleri de vardır. Örneğin, kan testleri, enfeksiyon belirtileri veya biyokimyasal değişikliklerin varlığını gösterir.
Yenidoğanlarda beyin hasarının belirlenmesi, genellikle bir multidisipliner yaklaşım gerektirir ve bir neonatolog, pediatrist, nörolog ve diğer uzmanların iş birliği yapmasını gerektirebilir. Bu testlerin sonuçlarına dayanarak, yenidoğanın tedavi ve bakım planı belirlenir.
Yenidoğanlarda görülebilecek hastalıklar
Yenidoğan döneminde görülebilecek çeşitli hastalıklar ve durumlar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Yenidoğan Sarılığı (Neonatal Bilirubinemia):
Yenidoğanlarda sık görülen bir durumdur. Yüksek miktarda bilirubin birikmesi sonucu cilt ve gözlerde sararma görülür. Tedavi genellikle fototerapi (ışık tedavisi) ile yapılır.
Solunum Distress Sendromu (RDS):
Prematüre bebeklerde sık görülen bir durumdur. Akciğerlerin yeterince gelişmemesi veya yeterli yüzey aktif maddenin üretilememesi sonucu solunum güçlüğü yaşanır.
Enfeksiyonlar:
Yenidoğanlar, doğum sırasında veya sonrasında enfeksiyonlara maruz kalabilirler. Sepsis, menenjit ve solunum yolu enfeksiyonları gibi enfeksiyonlar yenidoğanları etkileyebilir.
Doğumsal Anomaliler:
Yenidoğanlarda bazı doğumsal anomaliler görülebilir. Bunlar arasında kalp anomalileri, nöral tüp defektleri, sindirim sistemi anomalileri gibi durumlar yer alır.
Konjenital Enfeksiyonlar:
Gebelik sırasında anneden bebeğe geçebilecek enfeksiyonlar, yenidoğanın sağlığını etkileyebilir. CMV (sitomegalovirüs), toksoplazmoz, sifiliz, rubella gibi enfeksiyonlar örnek verilebilir.
Hiperbilirubinemi:
Yenidoğanlarda yüksek bilirubin seviyeleri ciltte sarılığa neden olabilir. Bu durum, bilirubin seviyeleri çok yüksek olduğunda toksik etkiler gösterebilir.
Doğuştan Metabolik Hastalıklar:
Yenidoğan döneminde doğumsal metabolik hastalıklar ortaya çıkabilir. Bunlar arasında fenilketonüri, hipotiroidi gibi hastalıklar yer alır.